İsa Mesih’in örnek yaşamı ve şaşırtıcı mucizeleriyle ilgili söyleyebileceğimiz çok şey vardır. Ancak sonuçta en önemli olaylar ölümü ve dirilişidir. Kutsal Kitap bu olaylara neden o kadar önem veriyor? Bunun cevabı şudur: Mesih günahlarımızı üstelenerek bizi kurtarmak için yerimize öldü.
İsa Mesih yerimize öldü.
Yüce Tanrı’nın kutsallığı karşısında her insan günahkâr, suçlu ve kaybolmuştur; çünkü Tanrı’nın önünde her günahın adil bir cezası olmalı. Aynı zamanda Rab bizi kurtarmak istiyor. Kutsal Kitap Rab’bin uyguladığı harika çareyi gösteriyor: Tanrı ise bizi sevdiğini şununla kanıtlıyor: Biz daha günahkârken, Mesih bizim için öldü. (Romalılar 5:8) Tanrı’nın ruhsal Oğlu olan Mesih bu kurtuluşu gönüllü olarak üstlendi. Günahlarımızın bedelini ödemek için O yerimizi aldı. Nitekim Mesih de bizleri Tanrı'ya ulaştırmak amacıyla doğru kişi olarak doğru olmayanlar için günah sunusu olarak ilk ve son kez öldü. (1 Petrus 3:18) Bununla Tanrı’nın sevgisi belli oldu.
İsa Mesih günahlarımızı üstlenerek öldü.
Aynı zamanda Tanrı’nın kutsallığı da belli oldu. Mesih İsa’nın ölümü bir oyun değil, gerçekti. Günahın bedeli tamamen ödenmeliydi. İsa korkunç acılar çekti. Çarmıha gerilince “Tanrım, Tanrım, beni neden terk ettin?” diye bağırdı. (Markos 15:34) O korkunç anda Baba olan Tanrı gerçekten sevgili Oğlundan yüz çevirmişti. İsa, çarmıhtayken Tanrı’dan ayrılış cezasını da çekti. Bizim yerimize geçince bizim suçlarımız için sanki kendisi yapmış gibi sorumluğu üstlendi.
İsa Mesih kurtuluşumuz için öldü.
Yüce Rab, İsa Mesih’i üçüncü günde ölümden diriltmekle bu kurbanı bütün günahlarımızın bedeli olarak kabul ettiğini ifade etti. Kutsallık ruhu açısından ise ölümden dirilmekle Tanrı'nın Oğlu olduğu kudretle ilan edildi. (Romalılar 1:4) Bununla aslında Cehennem yolunda olan insanların tamamen affedilmesi için temel atıldı.
Ama bunların bizimle ne alakası var? Biz nasıl Tanrı’nın önünde aklanabiliriz? Mesih’i nasıl yürekten kurtarıcımız olarak kabul edebiliriz?